3 Haziran 2012 Pazar

sanat yorumculuğu rehberi


  Değerli günlük; sana maraştan bahsedecektim lakin aklımı fazla toparlayamadım, bir dahakine inşallah. Ne zamandır üstünde uğraştığım bir rehberi senlen paylaşayım: 10 dakikada sanat yorumu yapabilme teknikleri.
    Yorumunu yapacağımız adam Van Gogh olsun. Sabah çalışmaya giden köylüler konulu da bir toblosu var işte oradan yürüyeceğiz mübarek günlük. Adım adım anlatıyorum.
 
 1- İlk adımımız araştırma yapmak. Wikipedia'dır işte ne bileyim muhtelif sitelerden kimmiş bu adam diye bir bakmakla işe başlıyoruz. Nerede ne zaman doğduğu filan aklınızın bir köşesindeyken, garip özelliklere odaklanarak devam ediyoruz.

2- Van Gogh 'un az çatlak bir akıl hastası olduğunu, kulağını kestiğini, gönüllü olarak akıl hastanesine yattığını ve kafasına sıkıp iki gün sonra öldüğünü bir yere not edin. Cümlelerimizin sonunu bunlara bağlayacağız.

3- Araştırma yaptığımız siteleri gezerken göze çarpan sonu -ist, -izm şeklinde biten kelimeleri yargınızı oluşturan cümlelerin heryerine bolca yerleştirebilirsiniz.
4- Bakıyoruz ki bu adamın tablolarından 70 - 80 milyon dolara satılanlar var. Onlara bulaşmayın. Etkilemek isteyeceğimiz kişinin bunlarla ilgili show tv haberine denk gelip aydınlanmış olma ihtimali var zira.

5-Adamın doğduğu zaman diliminin karaktesistik özelliklerine bağlayabiliriz çünkü her zaman gideri olan bir yöntemdir.

6- Cümleleri toblodaki ayrıntıdan ressama, oradan zaman dilimine, zaman diliminden ressama, ressamdan toblodaki başka bir ayrıntıya ve final vuruşu olarak ayrıntıdan kendimize bağlıyoruz.

7- Bir önceki maddedeki mantıksızlıkları en sağlam olduğumuz noktaya yani kendimize bağlayarak olabildiğine gizlemeliyiz. Beş dakika Van Gogh konuşuyorsak yarım saat kadar kendimizden bahsetmeliyiz ki karşımızdaki kişinin beyni 'ne diyor lan bu' seviyesinden 'akşam yemeğe ne yapsam' seviyesine kaysın. Eee sayın günlük can boğazdan gelir.

8-Terimlere ve eski Türkçe ifadeler can simididir. Bulduk mu atlayalım.

9- Ses tonunuzu uçak pilotlarının yolculara hitap ettiği şeklinde muhafaza etmek lazım. Tonlama için şu adamı örnek olarak koyuyorum:
 not:çince altyazılısından buldum ki herkes anlasın, açıkta kalan bir nokta kalmasın.



 Örnek bir yorum yapayım müsadenle sayın günlük.

Sabah çalışmaya giden köylü çift




   '' Öhö öhö, hımm. Şimdi resimdeki objelerin duyular üstüne bir göndermesi var; nasıl mı? Mesela ne adamın ne kadının kulakları gözükmüyor. Bu nokta-i zaviyeden kendinin tek kulağının kesik olmasının eserine yansımasıdır diye düşünüyorum. Zaten 19. Yüzyılın sonu tüm sanat dalları için duyguların manifestosu niteliğinde değil midir? Ressam burada çağdaşları gibi empresyoniz akımını temsil etmiş sanki. Hmm. Aslında aydınlık ve güneşli bir günü açık renklerle kompozisyonuna katmış olmasına rağmen tablo kesin bir karamsarlık havasında değil mi azizim? Aynı insanlar gibi aynı benim gibi yani. Mutlu olmayı bilemiyorum tüm diğer insanlar gibi. Bu kuşlar, bu ağaçlar, parlak renkler benim ruh halimi etkilemiyor. Arayış içerisindeyim, aramalar bir sorunun cevabına müteakiptir ama ben hiç bir soruya cevap veremedim aziz dostum. ıdıdı vıdıdı vir vir vir''


    Eveet böyle sayın günlük. On dakikada kısa yoldan sanat yorumculuğu yapmanın yolunu örnekleriyle açıkladım. Bunu bir çok yerde kullanabiliriz. Karşı cinsi etkilemek adına da bir yoldur ama günümüz gençliğine  Ajdar'ın muzdan ne anladığını sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla ortaya koysan da bön bön bakacaklarını bilmelisin. Bunu entelcilik oynarken veya en basitinden derslerde kullanabilirsin. Edebiyat hocalarının çoğu bu tekniği yıllardır zaten kullanmakta, senin neyin eksin bea?



REKLAM:

  Malum ülke olarak petrol tüketicisiyiz. Paramız yabancıya gitmesin  diyorsanız , tanıdık bildik lpg arıyorsanız margaz tam sizin için. Bay Mar'ın katkılarıyla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder