21 Nisan 2012 Cumartesi

nietzsche'e akasya durağı izletmişler ille de vatanım demiş

   Muhterem günlük; emperyalist hırslarla bir ülkeyi gözlemleyip herhangi bir sömürülecek zenginliğe rastlayamayan batılı devlet gibiyim. Canım sıkılıyor anlayacağın. Nasıl yemek yemek için acıkmak gerekmezse sıkıntılı olmak için de neden gerekmiyor galiba.
    Bugün yapacak bir şey bulamayıp televizyona daldım be günlük. O kadar aşağılamama rağmen Akasya Durağı izledim. Kendimi kirlenmiş hissediyorum ve kirlenmek güzeldir belki de, hem benim suçum ne lan?
   Başlarda radyosu açık kalmış arabanın aküsünün boşalması gibi beynim ıssızlaştı, hatta bi ara güldüm mü ne? Şu an düşünüyorum da vakit iyi geçiyordu sanki. Karate filmi sonrası arkadaşımla dövüşme isteği bu diziden sonra banka soyup,adam kaçırılan bir taksi durağında çay içme isteğine evrildi. Bilirsin çayı sever saygı duyarım, üstelik çay manadan ırak aksiyonlar silsilesi arasında höpürdetiliyorsa daha ne isteyim.
   Aksiyon filmi demişken bu Bond serisi İstanbul'da çekiliyormuş. Tarihi mekanlardaki Asırlık ağaçların kesildiğini bir takım mübarek insanın eyleminden öğrendim. Turizm bakanlığı tanıtım adına gereken yıkımı yapabilmelerinin arkasında duruyormuş falanmış filanmış. E be sevgili günlük ülkemi başkaları gezecek diye nedir bu çırpınışlarımız. Tamam turizm iyi para getiriyor lakin fakir ama gururlu olma düsturunun hiç mi pahası kalmadı? Ne bileyim Antalya el değmemiş kalsaydı da kendimiz ıssız ve muhteşem koylarında güneşlenmese miydik? Bilmem kaç yıldızlı oteller gözümde doğal bir kumsalın kum tanesinden daha değersizdir sanki. Hem ben güzele güzel demem arabesk rap sevmedikçe.
   Son cümlemden dolayı bir süre utanma molası vermem gerekecek sayın günlük. Kendine iyi bak suya çamura bulanma e mi...
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder